25 Mayıs 2016 Çarşamba

Bir garip gölge

İnsan psikolojisi çok ilginçtir.
Büyük travmalar yaşarsınız,üzerinden zaman geçer.
Unuttum dersiniz.
Sonra bir şarkı,bir cümle,bazen bir harf yerle bir eder sizi.
Kör olmak istersiniz o anların gözünüzün önünden bir film şeridi gibi geçmemesi için.
Sağır olmak istersiniz o seslerin kulaklarınızda yankılanmaması için.
Acı ilk tazeliği gibi yapışır birden ciğerinize.
Ciğerinizi sökmek istersiniz lakin söküpte atamazsınız.
Ard arda yakarsınız sigaralarınızı o acıyı öldürebileceğinizi sanarsınız
ve yahutta koşmaya başlarsınız sanki koşsanız o acıyı orada bırakabilecekmişsiniz gibi.
Ne kadar koşarsanız koşun gölgeniz gibi takip eder sizi.
Ama bu gölge diğerlerinden farklıdır biraz.
Acının gölgesi ışıkta ya da güneşte belirmez.
Acının gölgesi karanlıkta bulur sizi.
Bir karabasan gibi boğar,yapışır boğazınıza.
Geceler soğuk olur derler,yalan olduğunu anlarsınız.
Geceler sizin cehenneminiz olur ve etiniz değil de ruhunuz yanar
ki ruhun acı çekmesi daha kötüdür.
Beden acıya bir süre sonra uyuşur da,
ruh bir türlü uyuşamaz o acıya.
Böylesi daha hasar vericidir.
Bazen aynaya baktığınızda kendinizi değilde,
gözlerinizin içindeki o  acıya rastlarsınız.
İçinize hapis olmuş derin bir travmadır bu.
Gözlerinizi söküp atsanız,
ruhunuzdan atamazsınız.


Anlamı olan anlamsız birşey

Babam,çok garip bir adam.
İyi birşey mi söyledim kötü mü bende bilmiyorum.
Babamı bilmiyorum ki,ne dediğimi bileyim.
Çoğu zaman(neredeyse her zaman)hiç yanımda olmadı.
Desteklemedi.
Ne zaman bir karar alsam kendi zorumla kabullendirdim.
Hayallerimi küçümsedi,çoğu zaman dalga geçti.
Yaptığım her hatayı yüzümü vurdu.
Küçük gördü.
Büyüdüğümden haberi olmadan büyüdüm bende.
Ondan çıkıyordum artık yavaş yavaş.
Kendi ayaklarımın üstünde de durmaya başlamıştım.
Sadece özlüyordum.
Yanımda hiç olmamaya başladı.
Evden çıkarken nereye diye sormadı,
geldiğimde nerden demedi,
sabah günaydın demedi,
iyi geceler demedi,
seni seviyorum demedi,
kızım demedi,
galiba sevmiyordu beni.
Ama yakalıyordum bazen gizli gizli,yanımda olmasa da arkamdaydı.
Başım belaya girse çekip kurtarıcaktı.
Ama bekliyordu,sadece zarar görmemi bekliyordu.
Zarar görmeden gelmiyordu babam.
Dizlerimin kanamasını bekliyordu öpmek için,
kalbimin kanadığını görmeden.