Bazı insanlar tanıdım,
aslında tanıyor sanmışken sonradan gördüm.
Ölümün farkında değiller mesela ve bunun farkındalığını bilmedikleri için çok rahat bir şekilde kırabiliyorlar insanları,çok rahat yara olabiliyorlar mesela.
En çok ölümü tatmış biri olarak söylüyorum ben bunu.
Ölüm var,
Bugün ağlattığın o insanın,yarın cenazesinde sen ağlıyor olabilirsin mesela.
Kaç gün yaşayacağın bile belli değilken,neden bu nefret?
Neden bu soğukluk?
Ölüm zaten yeterince soğuk değil mi?
Ben eskiden çok korkardım mezarlıklardan.
Sonra sevdiğim insanlar uyumaya başladı orada.
Bazen evden kaçıp bende onların yanında uyurdum.
Korkmamaya başladım o yüzden,
Bazen bir mezarlıkta sigara yakıp düşünmeye başlıyorum,
en son kime üzüldüler,
en son ne için ağladılar,
kaçı kime kalbi kırık gitti,
kaçı söyleyeceklerini söyleyemeden atıldı üzerine toprak.
Bu fazla acı değil mi?
Fazla acı.
Ölümün farkına varın.
31 Ekim 2016 Pazartesi
Geldim-Gittim-İttin-Düştüm-Kalktım
Hayatım hep gel ve gitlerden ibaretti.
Bunu daha önceden onlarca kez söylemiştim,yine söylüyorum.
Hep bir yanım geldi,bir yanım ise hep gitti.
Ben ne gelebidim ne gidebildim.
Hep arada sürüklendim durdum.
Yoruldum.
Hani şakıda diyor ya,
''Yaprak döker bir yanımız ,bir yanımız bahar bahçe''
Ben hep ortasında kaldım.
Sığınacak bir limanım yoktu,deniz oldum bende.
Bir sürü gemim vardı,
uğrarlardı,
selam verip giderlerdi.
Çünkü kimse uzun süre kalmazdı denizde.
Martılar bile,
cilveleşir giderdi.
Belkide yalnızlığındandı denizin öfkeli dalgaları.
Kendimi böyle abuk sabuk şeylere benzetip durdum.
Sonra baktım böyle olmuyor,
ölü kendime nefes vermeye çalıştım.
Kendi nefesimi,kendime verdim.
Sirkelendim.
Ayağa kalkmaya başladım.
Tamam geçmişi unutan insanın geleceği olmaz da,
Geçmişi unutmaktansa alışmaya başladım bende.
Hem unuttum demekle unutmazsın,hatırlarsın.
Bende alışmaya baktım.
Sanırım beceriyorumda.
Hem her yara biraz tecrübe değil midir bir daha düşmemek için?
Ayağa kalktım bende hemde kimse elimi tutmadan.
Yollarımda taşlar vardı,takılıp düşmek yerine üzerinden atladım bende.
Şimdi öyle bir haldeyim ki,
birşey oluyor,önümden birşeyler akıp geçiyor,
ben ise izlemekle yetinip kendime bakıyorum.
Çoğu insan ile bağım kopuk,
çünkü ben artık kendimin arkadaşıyım.
Bana ne iyi geliyor ise onu yapmak tek amacım.
Mesela parmaklarım kopana kadar yazacağım.
Geldim,
Gittim,
İttin,
Düştüm,
Kalktım.
Ben yaralarımla güzelim anladım,
yaralarımla yaşayacağım ve bunu görecek yaradan!
O zaman yeniden yaratılmamın şerefine!
Bunu daha önceden onlarca kez söylemiştim,yine söylüyorum.
Hep bir yanım geldi,bir yanım ise hep gitti.
Ben ne gelebidim ne gidebildim.
Hep arada sürüklendim durdum.
Yoruldum.
Hani şakıda diyor ya,
''Yaprak döker bir yanımız ,bir yanımız bahar bahçe''
Ben hep ortasında kaldım.
Sığınacak bir limanım yoktu,deniz oldum bende.
Bir sürü gemim vardı,
uğrarlardı,
selam verip giderlerdi.
Çünkü kimse uzun süre kalmazdı denizde.
Martılar bile,
cilveleşir giderdi.
Belkide yalnızlığındandı denizin öfkeli dalgaları.
Kendimi böyle abuk sabuk şeylere benzetip durdum.
Sonra baktım böyle olmuyor,
ölü kendime nefes vermeye çalıştım.
Kendi nefesimi,kendime verdim.
Sirkelendim.
Ayağa kalkmaya başladım.
Tamam geçmişi unutan insanın geleceği olmaz da,
Geçmişi unutmaktansa alışmaya başladım bende.
Hem unuttum demekle unutmazsın,hatırlarsın.
Bende alışmaya baktım.
Sanırım beceriyorumda.
Hem her yara biraz tecrübe değil midir bir daha düşmemek için?
Ayağa kalktım bende hemde kimse elimi tutmadan.
Yollarımda taşlar vardı,takılıp düşmek yerine üzerinden atladım bende.
Şimdi öyle bir haldeyim ki,
birşey oluyor,önümden birşeyler akıp geçiyor,
ben ise izlemekle yetinip kendime bakıyorum.
Çoğu insan ile bağım kopuk,
çünkü ben artık kendimin arkadaşıyım.
Bana ne iyi geliyor ise onu yapmak tek amacım.
Mesela parmaklarım kopana kadar yazacağım.
Geldim,
Gittim,
İttin,
Düştüm,
Kalktım.
Ben yaralarımla güzelim anladım,
yaralarımla yaşayacağım ve bunu görecek yaradan!
O zaman yeniden yaratılmamın şerefine!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)