Hayatım hep gel ve gitlerden ibaretti.
Bunu daha önceden onlarca kez söylemiştim,yine söylüyorum.
Hep bir yanım geldi,bir yanım ise hep gitti.
Ben ne gelebidim ne gidebildim.
Hep arada sürüklendim durdum.
Yoruldum.
Hani şakıda diyor ya,
''Yaprak döker bir yanımız ,bir yanımız bahar bahçe''
Ben hep ortasında kaldım.
Sığınacak bir limanım yoktu,deniz oldum bende.
Bir sürü gemim vardı,
uğrarlardı,
selam verip giderlerdi.
Çünkü kimse uzun süre kalmazdı denizde.
Martılar bile,
cilveleşir giderdi.
Belkide yalnızlığındandı denizin öfkeli dalgaları.
Kendimi böyle abuk sabuk şeylere benzetip durdum.
Sonra baktım böyle olmuyor,
ölü kendime nefes vermeye çalıştım.
Kendi nefesimi,kendime verdim.
Sirkelendim.
Ayağa kalkmaya başladım.
Tamam geçmişi unutan insanın geleceği olmaz da,
Geçmişi unutmaktansa alışmaya başladım bende.
Hem unuttum demekle unutmazsın,hatırlarsın.
Bende alışmaya baktım.
Sanırım beceriyorumda.
Hem her yara biraz tecrübe değil midir bir daha düşmemek için?
Ayağa kalktım bende hemde kimse elimi tutmadan.
Yollarımda taşlar vardı,takılıp düşmek yerine üzerinden atladım bende.
Şimdi öyle bir haldeyim ki,
birşey oluyor,önümden birşeyler akıp geçiyor,
ben ise izlemekle yetinip kendime bakıyorum.
Çoğu insan ile bağım kopuk,
çünkü ben artık kendimin arkadaşıyım.
Bana ne iyi geliyor ise onu yapmak tek amacım.
Mesela parmaklarım kopana kadar yazacağım.
Geldim,
Gittim,
İttin,
Düştüm,
Kalktım.
Ben yaralarımla güzelim anladım,
yaralarımla yaşayacağım ve bunu görecek yaradan!
O zaman yeniden yaratılmamın şerefine!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder