Geçen sene bugün;
Ölmek ile yaşam arasındayken,düşe kalka hatta düştüğüm yerden bile kalkamıyor iken....
Evimden,herşeyden uzakken,o geldi bana..
Bir insanı ilk görünce neyine bakarsınız ve yahutta neye dikkat edersiniz?
Giyinişine mi?Fiziğine mi?Yoksa saçına mı?
Onu ilk gördüğümde,uzun altın sarısı kirpikleri etkiledi beni.
Bazen gizli gizli(bazen değil fırsat buldukça her zaman)kirpiklerinin düzen sırasını ezberlemeye çalışıyordum.Kirpiklerini kaldırdığı zaman,o yeşil gözlerinde kayboluyordum.Herkesin gökyüzü maviydi ama benim gökyüzüm onun gözlerinin yeşiliydi.
Velhasıl kelam oun gördüğümde kalbimin hızlı atışını hissettim ki onu görmeden önce kalbimin varlığından bile şüpheliydim.Daha hayatıma girmeden bile birşeyler yapmaya başlamıştı bile.
Kalbimin varlığını hissediyordum,aldığım nefese anlam yükleme başlıyordum..
Gözleri gözlerime değiyordu,göz göze geliyorduk,dalıp gidiyordum gözlerine.
Küçük bir akvaryum balığını okyanusuna geri bırakırmış gibi,heycanlı,endişeli,bakıyordum ona..
Düşlemek bile güzel geliyordu.Uyumak için bin çile çekerken,onun hayali ile uyuyordum mesela artık.
Ve geldi..
Yanımdan geçtiği zaman heycandan bacaklarımın titrediği,göz göze geldiğimizde dalıp gittiğim,her gece uyurken hayaline daldığım adam geldi..
''merhaba bengüsu''demesiyle yanaklarımın kızarıp kaçmam bir oldu.Aşkın en saf haliydi bence bu.
Konuşmaya başladığımızda mesajlarda bile kalbimin titreten adam yanımdaydı..
Bana ilk adımı atmıştı..
Günler sonra bir vesile ile doğa yürüyüşüne giderken,yanıma gelip bana eşlik etti.
Yanımdan geçse adımlarını saydığım adam,yanımda yürüyordu şimdi.
Bu mucize miydi?
Evet o benim en büyük mücizem.
Oturduk doğanın ortasında bir mermere,bakamadık bile doğru düzgün birbirimize.Konuşamadık doğru düzgün..Onun kalbide hızlı atıyordu,hissediyordum.Ve bu beni biraz rahatlatmıştı.Hayalimin,hayali olmak..Bu ne güzel bir duygu!
Ve biz bir öğrenci bankında hayallerimizi birleştirip gerçek olduk.
Zorda kaldık,darda kaldık,darbe yedik,aç kaldık,cebimizde beş kuruşumuz kalmadı.Ama bir gün eksilmedi bizim sevgimiz.Aksine öldürmeyen darbe güçlendirir ya,daha da bağlandık birbirimize.Bir senede hayata dair herşeyi öğrendik.Tecrübeler edindik.Ve birbirimizin elini her zaman daha sıkı tuttuk.
Aynı olmaya başladık iyice,aynı şeylere gülüp,aynı şeye ağladık.Aynı anda hasta olduk,aynı anda iyileştik.Gariptir ama kardeşlerimiz bile aynı senede doğdu..(Buna bende çok şaşırmıştım)
Aile olduk..En önemlisi de bu değil mi?
Birbirimizin eksik yanlarını kapadık.
Ben o gün Yusuf'un ilk kirpiklerine aşık oldum,tanıyınca kalbini sevdim.En önemlisi buydu.
Ben onun ellerinde ailemin sıcaklığını hissettim.
Ailemden uzak oluşumu hissetirmedi ki Yusuf benim ailem oldu.
Sarı saçlarında,huzuru kokladım.Siz hiç huzuru koklamak nedir bilir misiniz?
Öyle güzel sevdi ki beni hiç sevilmemişliğimi unutturdu.
İyi ki geldin sevgilim,
bir kalbimin olduğunu hatırlattın bana.
İyi ki geldin nefesim,
nefes oldun sen bana.
İyi ki geldin dünyam,
yaşamak için neden oldun bana.
İyi ki geldin ailem,
sevmeyi öğrettin bana.
Seni çok seviyorum.Allah seni başımdan eksik etmesin.
Daha nice yıllarımız olucak,biliyorum.Çünkü sana güvenim sonsuz..
söz uçar yazı kalır derler
19 Ekim 2017 Perşembe
7 Haziran 2017 Çarşamba
Dönüm noktam
Hayat inişli çıkışlıdır ya,ben hep en dibe indim.
Gökyüzünün maviliğini göremedim hiç toprağın renginden.
Sonra biri geldi,biri demek ayıp olur hayatımın dönüm noktası geldi ve beni toprağın içinden çıkarıp
gökyüzünün maviliğini gösterdi.
Kalbimin varlığını unutmuşken,ellerimi tutup kalbine koyarak ''bak bu kalp artık senin''dedi.
Ölü birine nefes verip hayata tekrar bağladı benim yeşil gözlüm.
Dostum oldu,beraber dedikodu bile yaptık(bazen hala yapıyoruz)
Babam oldu,küçük kızıymışım gibi korudu kolladı.
Arkadaşım oldu,herşeyimi anlattım.
Yani ne kadar iyilik var ise hepsi benim yeşil gözlümde toplanmış.
Tırnağım kırılsa oturup onu kendine dert edindi.
Aile olduk biz.
Hasta oldum baktı,
Ağladım o da ağladı,
Aç kaldım o da aç kaldı,
Toktum yine yanımdaydı.
Her koşulda ne yaşarsak yaşayalım hiç sevgisiz kalmadık.
Kıskananlar oldu daha da çatlattık herkesi.
Sımsıkı tuttuk her zaman elimizi ki bu böyle devam edecek.
Canına yandığım ile 270. günümüze girdik,bana sorsanız hala ilk gündeyiz gibi.
O heyecanla,o sevgimle seviyorum hep.
Sevgim kalbime doldu taştı,bende kağıda dökeyim dedim lakin yine kelimeleri yettiremedim.
Ama şunu diyebilirim,gerçekten birini sevmeden ve gerçekten sevilmeden ölmeyin bu dünyanın en güzel hissi.Sanki büssürü kelebek yutmuşumda içimde pırpır ediiyor.
Denizin en dibinden gökyüzünün derinine kadar çok seviyorum onu.
Gökyüzünün maviliğini göremedim hiç toprağın renginden.
Sonra biri geldi,biri demek ayıp olur hayatımın dönüm noktası geldi ve beni toprağın içinden çıkarıp
gökyüzünün maviliğini gösterdi.
Kalbimin varlığını unutmuşken,ellerimi tutup kalbine koyarak ''bak bu kalp artık senin''dedi.
Ölü birine nefes verip hayata tekrar bağladı benim yeşil gözlüm.
Dostum oldu,beraber dedikodu bile yaptık(bazen hala yapıyoruz)
Babam oldu,küçük kızıymışım gibi korudu kolladı.
Arkadaşım oldu,herşeyimi anlattım.
Yani ne kadar iyilik var ise hepsi benim yeşil gözlümde toplanmış.
Tırnağım kırılsa oturup onu kendine dert edindi.
Aile olduk biz.
Hasta oldum baktı,
Ağladım o da ağladı,
Aç kaldım o da aç kaldı,
Toktum yine yanımdaydı.
Her koşulda ne yaşarsak yaşayalım hiç sevgisiz kalmadık.
Kıskananlar oldu daha da çatlattık herkesi.
Sımsıkı tuttuk her zaman elimizi ki bu böyle devam edecek.
Canına yandığım ile 270. günümüze girdik,bana sorsanız hala ilk gündeyiz gibi.
O heyecanla,o sevgimle seviyorum hep.
Sevgim kalbime doldu taştı,bende kağıda dökeyim dedim lakin yine kelimeleri yettiremedim.
Ama şunu diyebilirim,gerçekten birini sevmeden ve gerçekten sevilmeden ölmeyin bu dünyanın en güzel hissi.Sanki büssürü kelebek yutmuşumda içimde pırpır ediiyor.
Denizin en dibinden gökyüzünün derinine kadar çok seviyorum onu.
18 Ocak 2017 Çarşamba
zaman makinesi
Hiç değişmesin,bitmesin dediğimiz şeyler,anlar ve zamanlar oldu hepimizin hayatında.
Gitmek,kurtulmak için yalvardığımız bir şehir ve gitme vakti geldiğinde de kalmak için ağladığımız vakitler oldu.
İnsanoğlu bu dengesizdir.Değişebilir aniden.
Bir zaman makinesi gelir,içine alır ansızın seni.Hiç değişmeyecek dediğin herşey değişir.
Her zaman yattığın o sıcak yatağın gün gelir soğuk gelir sana.Kalbin eskisi gibi hissetmez bazı şeyler için.
Zaman bu alır yeniden biçimlendirir insanı.Bir nevi güncelleşme gelir.Eski sürüm yok olur aniden.
Ağladığın şeyler için kalbin tıklamaz bile artık.Yaşadığın,senin evin olan şehire kendini yabancı hissedersin .Her zaman bir umutla gemilerin gelişini izlediğin o iskele bile tanıdık gelmez artık.Çünkü sen fiilen olamasa bile içinde yakmışsındır o şehrin bütün gemilerini,iskeleye bile gerek kalmaz.En tuhafıda büyüyüp,koştuğun evde misafir gibi hissedersin kendini.Zamanı geldiğinde bavulunu toplayıp kalkıp gidecek bir misafir.Kendini bu şehre ait hissetmezsin.Aslına bakarsan özgürsündür.Kendini nereye ait hissetmiyorsan oranın özgürüsündür.İstediğin zaman gidebilir,ansızın geri dönebilirsin çünkü.Geçtiğin sokaklardaki taşlardan bağıran anılara sağırsındır.Duymazsın bile.
Çünkü aslına bakarsan gitmek yıkıcı bir eylemdir,
Ben bir kere gittim,
İçimde eskiye dair ne varsa yıkıp yok ettim,
Saçlarıma düğümlenmiş hüzünleri kestirip öyle gittim,
Ben gittim ve bir başkası oldum,
Bir başkasının oldum,
Kalbimdeki tüm duyguları yıkıp,yeniden inşaa ettim.
Ben bir kere gittim buralardan,eski benide buraya gömüp,
Şimdi yeniden doğdum.
Ve iliklerime kadar yaşıyorum hayatı.
Kalbim daha hızlı atabiliyor mesela bir çift yeşil göz için.
Ben gittim hiç sevilmemişliğimle
ve geldim iliklerime kadar sevilmişliğimle.
Şimdi gideceğim her yol,her yön o bir çift yeşil göze çıkıyor.
Çünkü benim ait olduğum yer,gezegenim orası.
Ben buralara değil,oralara aitim artık.
5 Aralık 2016 Pazartesi
yetiştin
Büyük lokma ye,büyük konuşma demiş büyüklerimiz.
Bende baya bir büyük konuşmuşum.
O an ki acımın cahilliğinden olsa gerek ki bir daha birini sevemem sanıyordum.
Çok ağladım,nefesimin kesildiği geceler oldu.Aynanın karşısına geçip saçlarımı yolduğum günler.Gögüs kafesim acıyıp,ciğerlerimin söküldüğü günler oldu.
Çok ağladım.Deli gibi.O kadar çok yağmur yağdı ki yüreğime.Ama yağmurdan sonra gökkuşağı açar ya hep.Şimdi yüreğimde kocaman gökkuşağı var.Sevilebilmenin anlamını yaşıyorum tam olarak.O kadar güzel seviliyorum ki avuç içlerimdeki çizgilere kadar.
Öyle güzel seviyor ki beni.Bakmaya bile kıyamayarak.O kadar şanslıyım ki çok iyi bir kalbe işledim.Herşeyimi tam anlamıyla bilip,beni herşeyimle seven biri.Şükür sebebim.Ağlamama bile iyi ki ağlamışım ki şuan seninle gülebiliyorum dedirtecek bir adam var hayatımda.
İyikim.Demek ki bunca zaman ki acı çekişimin sebebi şuanki mutluluğuma kavuşmak içinmiş.
O kadar çok seviyorum ki,o benim geleceğim.Ondan başka kimse bu kadar güzel gelemez artık bana.
Kimsede böyle sevemez beni.
Omuzlarımdan öptüğünde,omzumdaki yükleri alan adam.
İyi ki geldin,bana yetiştin.
Seni çok seviyorum,şiir yüreklim.
Bende baya bir büyük konuşmuşum.
O an ki acımın cahilliğinden olsa gerek ki bir daha birini sevemem sanıyordum.
Çok ağladım,nefesimin kesildiği geceler oldu.Aynanın karşısına geçip saçlarımı yolduğum günler.Gögüs kafesim acıyıp,ciğerlerimin söküldüğü günler oldu.
Çok ağladım.Deli gibi.O kadar çok yağmur yağdı ki yüreğime.Ama yağmurdan sonra gökkuşağı açar ya hep.Şimdi yüreğimde kocaman gökkuşağı var.Sevilebilmenin anlamını yaşıyorum tam olarak.O kadar güzel seviliyorum ki avuç içlerimdeki çizgilere kadar.
Öyle güzel seviyor ki beni.Bakmaya bile kıyamayarak.O kadar şanslıyım ki çok iyi bir kalbe işledim.Herşeyimi tam anlamıyla bilip,beni herşeyimle seven biri.Şükür sebebim.Ağlamama bile iyi ki ağlamışım ki şuan seninle gülebiliyorum dedirtecek bir adam var hayatımda.
İyikim.Demek ki bunca zaman ki acı çekişimin sebebi şuanki mutluluğuma kavuşmak içinmiş.
O kadar çok seviyorum ki,o benim geleceğim.Ondan başka kimse bu kadar güzel gelemez artık bana.
Kimsede böyle sevemez beni.
Omuzlarımdan öptüğünde,omzumdaki yükleri alan adam.
İyi ki geldin,bana yetiştin.
Seni çok seviyorum,şiir yüreklim.
31 Ekim 2016 Pazartesi
Kalbinizdeki kötülük size zarar
Bazı insanlar tanıdım,
aslında tanıyor sanmışken sonradan gördüm.
Ölümün farkında değiller mesela ve bunun farkındalığını bilmedikleri için çok rahat bir şekilde kırabiliyorlar insanları,çok rahat yara olabiliyorlar mesela.
En çok ölümü tatmış biri olarak söylüyorum ben bunu.
Ölüm var,
Bugün ağlattığın o insanın,yarın cenazesinde sen ağlıyor olabilirsin mesela.
Kaç gün yaşayacağın bile belli değilken,neden bu nefret?
Neden bu soğukluk?
Ölüm zaten yeterince soğuk değil mi?
Ben eskiden çok korkardım mezarlıklardan.
Sonra sevdiğim insanlar uyumaya başladı orada.
Bazen evden kaçıp bende onların yanında uyurdum.
Korkmamaya başladım o yüzden,
Bazen bir mezarlıkta sigara yakıp düşünmeye başlıyorum,
en son kime üzüldüler,
en son ne için ağladılar,
kaçı kime kalbi kırık gitti,
kaçı söyleyeceklerini söyleyemeden atıldı üzerine toprak.
Bu fazla acı değil mi?
Fazla acı.
Ölümün farkına varın.
aslında tanıyor sanmışken sonradan gördüm.
Ölümün farkında değiller mesela ve bunun farkındalığını bilmedikleri için çok rahat bir şekilde kırabiliyorlar insanları,çok rahat yara olabiliyorlar mesela.
En çok ölümü tatmış biri olarak söylüyorum ben bunu.
Ölüm var,
Bugün ağlattığın o insanın,yarın cenazesinde sen ağlıyor olabilirsin mesela.
Kaç gün yaşayacağın bile belli değilken,neden bu nefret?
Neden bu soğukluk?
Ölüm zaten yeterince soğuk değil mi?
Ben eskiden çok korkardım mezarlıklardan.
Sonra sevdiğim insanlar uyumaya başladı orada.
Bazen evden kaçıp bende onların yanında uyurdum.
Korkmamaya başladım o yüzden,
Bazen bir mezarlıkta sigara yakıp düşünmeye başlıyorum,
en son kime üzüldüler,
en son ne için ağladılar,
kaçı kime kalbi kırık gitti,
kaçı söyleyeceklerini söyleyemeden atıldı üzerine toprak.
Bu fazla acı değil mi?
Fazla acı.
Ölümün farkına varın.
Geldim-Gittim-İttin-Düştüm-Kalktım
Hayatım hep gel ve gitlerden ibaretti.
Bunu daha önceden onlarca kez söylemiştim,yine söylüyorum.
Hep bir yanım geldi,bir yanım ise hep gitti.
Ben ne gelebidim ne gidebildim.
Hep arada sürüklendim durdum.
Yoruldum.
Hani şakıda diyor ya,
''Yaprak döker bir yanımız ,bir yanımız bahar bahçe''
Ben hep ortasında kaldım.
Sığınacak bir limanım yoktu,deniz oldum bende.
Bir sürü gemim vardı,
uğrarlardı,
selam verip giderlerdi.
Çünkü kimse uzun süre kalmazdı denizde.
Martılar bile,
cilveleşir giderdi.
Belkide yalnızlığındandı denizin öfkeli dalgaları.
Kendimi böyle abuk sabuk şeylere benzetip durdum.
Sonra baktım böyle olmuyor,
ölü kendime nefes vermeye çalıştım.
Kendi nefesimi,kendime verdim.
Sirkelendim.
Ayağa kalkmaya başladım.
Tamam geçmişi unutan insanın geleceği olmaz da,
Geçmişi unutmaktansa alışmaya başladım bende.
Hem unuttum demekle unutmazsın,hatırlarsın.
Bende alışmaya baktım.
Sanırım beceriyorumda.
Hem her yara biraz tecrübe değil midir bir daha düşmemek için?
Ayağa kalktım bende hemde kimse elimi tutmadan.
Yollarımda taşlar vardı,takılıp düşmek yerine üzerinden atladım bende.
Şimdi öyle bir haldeyim ki,
birşey oluyor,önümden birşeyler akıp geçiyor,
ben ise izlemekle yetinip kendime bakıyorum.
Çoğu insan ile bağım kopuk,
çünkü ben artık kendimin arkadaşıyım.
Bana ne iyi geliyor ise onu yapmak tek amacım.
Mesela parmaklarım kopana kadar yazacağım.
Geldim,
Gittim,
İttin,
Düştüm,
Kalktım.
Ben yaralarımla güzelim anladım,
yaralarımla yaşayacağım ve bunu görecek yaradan!
O zaman yeniden yaratılmamın şerefine!
Bunu daha önceden onlarca kez söylemiştim,yine söylüyorum.
Hep bir yanım geldi,bir yanım ise hep gitti.
Ben ne gelebidim ne gidebildim.
Hep arada sürüklendim durdum.
Yoruldum.
Hani şakıda diyor ya,
''Yaprak döker bir yanımız ,bir yanımız bahar bahçe''
Ben hep ortasında kaldım.
Sığınacak bir limanım yoktu,deniz oldum bende.
Bir sürü gemim vardı,
uğrarlardı,
selam verip giderlerdi.
Çünkü kimse uzun süre kalmazdı denizde.
Martılar bile,
cilveleşir giderdi.
Belkide yalnızlığındandı denizin öfkeli dalgaları.
Kendimi böyle abuk sabuk şeylere benzetip durdum.
Sonra baktım böyle olmuyor,
ölü kendime nefes vermeye çalıştım.
Kendi nefesimi,kendime verdim.
Sirkelendim.
Ayağa kalkmaya başladım.
Tamam geçmişi unutan insanın geleceği olmaz da,
Geçmişi unutmaktansa alışmaya başladım bende.
Hem unuttum demekle unutmazsın,hatırlarsın.
Bende alışmaya baktım.
Sanırım beceriyorumda.
Hem her yara biraz tecrübe değil midir bir daha düşmemek için?
Ayağa kalktım bende hemde kimse elimi tutmadan.
Yollarımda taşlar vardı,takılıp düşmek yerine üzerinden atladım bende.
Şimdi öyle bir haldeyim ki,
birşey oluyor,önümden birşeyler akıp geçiyor,
ben ise izlemekle yetinip kendime bakıyorum.
Çoğu insan ile bağım kopuk,
çünkü ben artık kendimin arkadaşıyım.
Bana ne iyi geliyor ise onu yapmak tek amacım.
Mesela parmaklarım kopana kadar yazacağım.
Geldim,
Gittim,
İttin,
Düştüm,
Kalktım.
Ben yaralarımla güzelim anladım,
yaralarımla yaşayacağım ve bunu görecek yaradan!
O zaman yeniden yaratılmamın şerefine!
1 Haziran 2016 Çarşamba
Temizlensene baba benimle
Dün gece babamı çok özledim.
Sanki toprağın altına girmiş gibi bir hisse kapıldım.
Buna kapılarak,ağlamaya başladım.
Babam nefes alıyordu ama sanki almıyormuşcasına yoktu.
Yaşarken bile bu kadar yok olan bir adam öldüğünde nasıl yok olurdu?
Ağır geliyordu.
Omuzlarım acıyordu,babam öpse geçerdi.
Öpmüyordu.
Küçüktüm ben.
Ne kadar büyürsem büyüyeyim küçüktüm
İçimdeki çocuk büyümüyordu,babam büyütmediğinden.
Ve o çocuk babamın ellerini sımsıkı tutmak istiyordu,
bu sefer düştüğüm için dizlerimi değil
kalbimi öpmesini istiyordu babamın.
Büyük bir boşluk oluşmuştu kalbimde,
kim severse sevsin dolmayacak bir boşluk.
Babamın boşluğu.
Ben o boşluğa takılıp boğuluyordum.
Yüzme bilsem de,
babasızlığı bilmediğim için boğuluyordum.
Karşımda duran adama koşupta sarılamıyordum.
Sanki bacakları ip ile bağlamışlar,
koşamıyordum.
Koşsam da bana açılacak iki kol yoktu biliyordum.
Babam yine azarlıyordu beni.
Sayıp sövüyordu.
Bende babamın beni sevişini özlüyordum.
Babam sevmese de,onun boşluğunu kinle dolduramıyordum.
Babam ölse,kör olurdum.
Göremezdim önümü,seçemezdim yolumu.
Onu yıkamak,temizlemezdi onu.
O beni sevmeden temiz bir adam olamazdı.
Kirli kirli gönderemezdim onu.
Yüreğine sevgi dokunmayan her insan kirlidir.
Temizlensene baba benimle?
Sanki toprağın altına girmiş gibi bir hisse kapıldım.
Buna kapılarak,ağlamaya başladım.
Babam nefes alıyordu ama sanki almıyormuşcasına yoktu.
Yaşarken bile bu kadar yok olan bir adam öldüğünde nasıl yok olurdu?
Ağır geliyordu.
Omuzlarım acıyordu,babam öpse geçerdi.
Öpmüyordu.
Küçüktüm ben.
Ne kadar büyürsem büyüyeyim küçüktüm
İçimdeki çocuk büyümüyordu,babam büyütmediğinden.
Ve o çocuk babamın ellerini sımsıkı tutmak istiyordu,
bu sefer düştüğüm için dizlerimi değil
kalbimi öpmesini istiyordu babamın.
Büyük bir boşluk oluşmuştu kalbimde,
kim severse sevsin dolmayacak bir boşluk.
Babamın boşluğu.
Ben o boşluğa takılıp boğuluyordum.
Yüzme bilsem de,
babasızlığı bilmediğim için boğuluyordum.
Karşımda duran adama koşupta sarılamıyordum.
Sanki bacakları ip ile bağlamışlar,
koşamıyordum.
Koşsam da bana açılacak iki kol yoktu biliyordum.
Babam yine azarlıyordu beni.
Sayıp sövüyordu.
Bende babamın beni sevişini özlüyordum.
Babam sevmese de,onun boşluğunu kinle dolduramıyordum.
Babam ölse,kör olurdum.
Göremezdim önümü,seçemezdim yolumu.
Onu yıkamak,temizlemezdi onu.
O beni sevmeden temiz bir adam olamazdı.
Kirli kirli gönderemezdim onu.
Yüreğine sevgi dokunmayan her insan kirlidir.
Temizlensene baba benimle?
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)